Osmanlıca/Tamlamalar

Vikikitap, özgür kütüphane

Farsça ve Arapça tamlamalar, özellikle yüksek konuşmada oldukça sık kullanılmıştır. Bu sebeple, bu makalemizde bu tamlama çeşitlerini inceleyeceğiz.

Arapça Tamlamalar[değiştir]

İki İsim Arasında[değiştir]

İzafet Terkibi (İsim Tamlaması)[değiştir]

Arapçada tamlamalar, Türkçenin tam tersi şekilde işler; tamlanan isim (muzâf) önce, tamlayan isim (muzâfün ileyh) sonra gelir. Muzâf ismin sonuna bir ötre gelir, muzâfün ileyh olan isim ise harf-i tarif denilen el- belirtili takısı bulunur.

دار الشفقه
dârü'ş-şafaḳa
حبّ الوطن
ḥubbü'l-vaṭan

Muzâf isim Yuvarlak Te ile bitiyorsa, daima T ile telaffuz edilir. Muzâfün ileyh olan isim Yuvarlak Te ile bitiyorsa, daima T olmadan telaffuz edilir. Söz konusu kelimenin Türkçe'de normalde nasıl telaffuz edildiği önemli değildir.

محاكمة الّغاتین
muḥâkemetü'l-lugâteyn
طریق الدلاله
ṭarîḳu'd-delâle

Örneğin yukarıdaki "Muhakeme" kelimesi Türkçede T olmadan telaffuz edilmektedir. Ancak muzâf pozisyonuna geldiği için yukarıda "Muhakemet" diye telaffuz edilmiştir. Aynı şekilde, "Delalet" kelimesi Türkçede T ile telaffuz edilmektedir. Ancak yukarıda muzâfün ileyh pozisyonuna geldiği için T düşmüş, kelime "Delale" diye telaffuz edilmiştir.

Arapça isim tamlamaları, Osmanlıcada çok sık kullanılmaz; bu amaç için genellikle Farsça tamlamalar tercih edilir. Arapça tamlamalar, sadece Arapça kökenli iki isim arasında yapılabilir, iki isimden birisi Türkçe, Farsça veya Batı asıllı olunca Arapça terkip yapılamaz.

Özel adlardan önce gelen ابو ebû "babası" ve ابن ibn / بن bin "oğlu" gibi sözcükler de isim tamlaması yapısındadır ve buna göre ابو عبدالله Ebû Abdillâh şeklinde okunur. Şayet ابو ebû'dan önce ibn veya bin gelirse bu durumda o da ابی ebî şekline girmektedir: ابن ابی عبدالله İbn Ebî Abdillâh.

Sıfat Terkibi (Sıfat Tamlaması)[değiştir]

Sıfat Terkiplerinin İzafet Terkiplerinden tek farkı, tamlayanın bir isim değil sıfat olmasıdır. Bu sebeple tamlayana mevsûf denilir.

Sıfat Terkiplerinde mevsûf olan sıfat, muzâf olan isme keyfiyet ve kemiyet açısından uyum gösterir. Aşağıdaki müfret tamlamalarda bu görülmektedir:

رمضان المبارك
ramaẓᵈânü'l-mübârek
قوّة العظیمه
ḳuvvetü'l-ˁaẓîme

Muzâf tesniye hâlinde olunca mevsûf da tesniye hâline alınır.

حرفین المتجانسین
ḥarfeynü'l-mütecâniseyn

Müzekker çoğul isimler, müzekker veya mükesser çoğul sıfatlarca terkip edilebilirler.

مؤلّفین المحاقّقین
müˀellifînü'l-muḥaḳḳiḳîn

Mükesser ve müennes çoğullar da müennes isim sayıldığından müennes müfret veya çoğul bir isim tarafından tamlanabilir.

معلومات المهمّه
maˁlûmâtü'l-mühimme
دول المعظّمه
düvelü'l-muˁaẓẓama

Arapça sıfat terkipleri de Osmanlıcada çok tercih edilmez. Aynı şekilde Farsça terkipler kullanılır.

Lafzî (Sözde) İzâfet[değiştir]

Lafzî İzâfetler, biçim açısından bir tamlama gibi görünse de anlam bakımından bir tamlama değildir. Bu tür "tamlama"larda, muzâf daima bir ism-i fâil, ism-i meful, sıfat-ı müşebbehe veya mübalağalı ism-i fail olur, mevsuf da başka bir sıfat olur. Bu şekilde, iki sıfat birleştirilip bir birleşik sıfat elde edilir.

سریع الانتقال
serîˁü'l-intiḳâl
مستجاب الدعاء
müstecâbü'd-duˁâˀ
مسروق البیت
mesrûḳu'l-beyt

Bu tür tamlamalar, Osmanlıcada daha sık kullanılmıştır.

Zincirleme Tamlamalar[değiştir]

Muzâf olan isim, kendisi bir isim tamlamasıysa veya aşağıda gösterildiği gibi bir edat-isim bileşkesiyse, harekesi ötre olmaz, esre olur. 3'ten uzun tamlamalardan genellikle kaçınılır.

بامر الله
bi ˀemri'l-lâh
الی یوم القیامه
ilâ yevmi'l-ḳıyâme
دیوان لغات الترك
dîvânü lügâti't-türk
قاموس لسان العرب
ḳâmûsü lisâni'l-ˁarab

Aynı şekilde, iki muzâfün ileyhi ve ile bağlamak mümkündür.

خالق الارض والسما
ḫâliḳu'l-ˀarẓᵈ ve's-semâ

Bir Edat ve İsim Arasında[değiştir]

Harf-i Cerler[değiştir]

Tek başına mana taşımayan edatlara harf-i cer denilir. Harf-i cerler, tek bir harf olmak zorunda değildir ama genelde kısa olurlar. Harf-i cerlerin başlıcaları şunlardır:

bi[değiştir]
بِ

Türkçedeki ile edatına benzer. Bir eylemin nasıl yapıldığını belirtir.

بالذات
bi'ẕ-ẕât
بالجمله
bi'l-cümle
باسم الله
bi'smi'llah
li[değiştir]
لِ

için manasına gelir. Amaç belirtir.

لمصلحت
limaṡlaḥat
لاجل
liˀecli
ke[değiştir]
كَ

"gibi" manasına gelir.

كالاوّل
ke'l-evvel
كالعدم
ke'l-ˁadem
ˀilâ[değiştir]
إِلَی

Türkçedeki -e ekine tekabül eder. Yön belirtir. Sonrasında harf-i tarif gelince a kısalır, e'ye dönüşür.

الی البد
ˀile'l-ˀebed
الی نهایه
ˀilâ nihâye
ˁalâ[değiştir]
عَلَی

"Üzerine" manasına gelir. Sonrasında harf-i tarif gelince a kısalır, e'ye dönüşür.

علی العده
ˁale'l-ˁâde
علی كلّ حال
ˁalâ külli ḥâl
علی الدوام
ˁale'd-devâm
ˁan[değiştir]
عَن

-dan/den manasına gelir.

عن قسدٍ
ˁan ḳaṡdin
عن أصل
ˁan ˀaṡl
min[değiştir]
مِن

-dan/den manasına gelir, ancak ˁan ile eş anlamlı değildir.

من بعد
min baˁd
من غیر حدٍّ
min gayri ḥaddin
[değiştir]
فِی

-da/de manasına gelir. Bulunma belirtir.

فی الواقع
fî'l-vâḳiˁ
فی الحال
fî'l-ḥâl
maˁa[değiştir]
مَعَ

Birliktelik belirtir.

مع الأسف
maˁa'l-ˀesef
مع الممنونیه
maˁa'l-memnûniye

Edata Benzeyen İsimler[değiştir]

Aynı zamanda, Arapçada bir edat gibi davranan bazı isimler de vardır. Edatlardan farklı olarak bunlar tek başına bir anlam teşkil edebilir. Bunların başlıcaları şunlardır:

beyne[değiştir]
بَیْنَ

"Arasında" anlamına gelir.

بین الملل
beyne'l-milel
بین الناس
beyne'n-nâs
fevḳa[değiştir]
فَوْقَ

"Üstünde" anlamına gelir.

فوق العده
fevḳa'l-ˁâde
فوق المأمول
fevḳa'l-meˀmûl
baˁde[değiştir]
بَعْدَ

"Sonrasında" anlamına gelir.

بعد الطعم
baˁde'ṭ-ṭaˁam
بعد الزوال
baˁde'z-zevâl

Not[değiştir]

Osmanlıcada Arapçadaki son harekeler çoğunlukla telaffuz edilmemekle birlikte Arapçadaki harf-i cerrlerin son harekeyi değiştirdiği bazı durumlara Osmanlıcada da rastlanılmaktadır. Mesela Arapça حق hakkun Osmanlıcada hakk olarak okunurken بحق Arapçadaki gibi bihakkın şeklinde son harekesi esrelenmiş olarak okunmaktadır. Ayrıca Arapça isim tamlaması yapısı kullanılmışsa bunların önündeki harf-i cerrlere göre son harekeler değişmektedir. Mesela عبدالله abdullâh, من عبدالله min abdillâh gibi.

Bir Edat ile Bir Zamir Arasında[değiştir]

Arapçada zamirler özne olmadıkları zaman kelimelere eklenen küçük eklere dönüşürler. Bu ekleri edatlara ekleyerek edatların da zamirlisini yapabiliriz.

Şahıs Müfred Tesniye Cem
1. ی-
(-î)
نَا-
(-nâ)
2. müzekker كَ-
(-ke)
كُمَا
(-kümâ)
كُمْ-
(-küm)
müennes كِ-
(-ki)
كُنَّ-
(-künne)
3. müzekker هُ- (-hü)
veya هِ- (-hi)
هُمَا- (-hümâ)
veya هِمَا- (-himâ)
هُمْ- (-hüm)
veya هِمْ- (-him)
müennes هَا-
(-hâ)
هُنَّ- (-hünne)
veya هِنَّ- (-hinne)

Bu ekleri zamirlere ekleyince şahıslı versiyonları oluşur:

به
bihi
بعده
baˁdehü

ˁalâ, ˀilâ ve li edatları, bir zamirle birleşince ˁaley-, ˀiley- ve le- olurlar.

علیه
ˁaleyhi
علیكم
ˁaleyküm
له
lehi
الیه
ileyhi

Aynı şekilde, zamirler aidiyet bildirmek için isimlere de gelebilirler.

یا ربّی
yâ rabbî
بلطفه
bilüṭfihi
علی حاله
ˁalâ ḥâlihi

Farsça Tamlamalar[değiştir]

Farsça tamlamalar, belki Osmanlıca'nın en bilindik özelliği olabilir. Bu tamlamaların inşası ayrıca oldukça basittir; muzâfın son ünsüzünün harekesi esre yapılır, ve mevsûf da sonrasına eklenir.

اعمال رسل
aˁmâl-i rüsül
بحر أحمر
baḥr-i aḥmer
ذات علی
ẕât-i ˁalî
نظر دقّت
naẓar-ı diḳḳat
لثان عثمانی
lisân-ı ˁos̱mânî
توحید تدریسات
tevḥîd-i tedrîsât

Elif veya Vav ile biten kelimelerin sonuna bir Ye gelir.

پای تخت
pâ-yi taḫt
چارشوی كبر
çârşû-yı kebîr

He veya Ye ile biten kelimelerde de He'nin veya Ye'nin üstüne bir Hemze gelir.

بغچۀ كبیر
bağçe-i kebîr
كثیرۀ فوائد
kes̱îre-i fevâˀid
ولئ عهد
velî-i ˁahd

Farsça sıfat terkiplerinde, iki isim de Arapça olunca kemiyet ve keyfiyet uyumu aranır.

صفات الهیه
ṡıfât-ı ilâhiye
سواحل بحریه
sevâḥil-i baḥriye
دولت علیه
devlet-i ˁaliye
كتاب مقدّس
kitâb-ı muḳaddes


Osmanlıca İçindekiler
Giriş - Alfabe - Metinler
İmlâ Kelime Bilgisi
Türkçe Unsurlar
Arapça ve Farsça Unsurlar