Ön-Türkçe/Geçmiş Zaman ve Ünlü Uyumu
Dördüncü Ön-Türkçe dersine hoş geldiniz!
Geçmiş zamanlar
[değiştir]Ön-Türkçede geçmiş zamanın iki biçimi vardır:
1. Görülen ya da açık geçmiş zaman (*-di, *-dï, *-ti, *-tï)
[değiştir]Görülen ya da açık geçmiş zaman dediğimiz geçmiş zaman, bir olayla birinci derecede karşılaşıldığında kullanılır. Açık olsa bile çağdaşı olmadığınız bir tarih söz konusu olduğunda bu geçmiş zamanı kullanamazsınız. Burada kastedilen kesinlik, kişinin gördüğü şeyden emin olmasıdır. Ancak buna diğer duyu organları da dahildir. Yağmur sesini duyduysanız ve bunun yağmur olduğundan eminseniz bu geçmiş zamanı kullanabilirsiniz ancak televizyon haberlerinden yağmur yağdığını öğrendiyseniz, bundan emin olsanız bile bu geçmiş zamanı kullanamazsınız. Bir başka örnek; depremi hissetmediyseniz bu geçmiş zamanı kullanamazsınız. Bu geçmiş zaman aslında birinci dereceden tanıklık edilen geçmiş zamandır. Bu şekilde adlandırmamızın sebebi Türkçede görülen geçmiş zaman olarak da anılmasıdır.
- Yağmur yağdı – Yagmur yagdï.
- Oturdu – Olturtï.
Ön-Türkçede Karşıtlık
[değiştir]Eski Türkçe ve Volga Bulgarcası gibi modern kullanımların aksine, l, r ve n ünsüzlerini güçlü ünsüz biçimi (-t-) takip eder; diğer tüm sesleri ise yumuşak ünsüz biçimi (-d-) takip eder.
- uçtu - *učdï
- yürüdü - *yüridi
- verdi - *bērti
İstisnalar
[değiştir]Bir şey tartışmasız bir gerçek haline gelmişse, tanık olunmasa bile bu ek kullanılabilir. Örneğin, Edison ampulü icat etti derken geçmiş zaman ekini kullanmak yanlış değildir. Ancak diğer geçmiş zamanı da aynı şekilde kullanmak yanlış değildir.
2. Öğrenilen ya da belirsiz geçmiş zaman (*-miĺ, *-mïĺ)
[değiştir]Öğrenilen geçmiş zaman, herhangi bir olayı ikinci ya da daha yüksek derecede gördüğümüzde kullandığımız bir geçmiş zamandır. Duymakla kastedilen, olayda birinci dereceden tanık olan kimse olmadığı için kısmen zorunlu bir terimdir, ancak birinci dereceden tanık olmadığınız bir olayı televizyonda görme duyunuzla veya radyoda duyma duyunuzla öğrendiyseniz, yine de bu geçmiş zaman ekini kullanırsınız. Öğrenilen geçmiş zaman terimi semboliktir.
Kullanım alanları da oldukça geniştir. Bu geçmiş zaman, güncel olmayan tarihi olaylarda kullanılır. Bu ek, masal, destan gibi edebi eserlerde zorunlu olarak ve kısmen de roman, hikaye gibi edebi eserlerde kullanılır. Arkadaşlarınızla dedikodu yaparken de bu geçmiş zaman ekini sıklıkla kullanırsınız.
- çökmüş - *čökmiĺ
- gelmiş - *kẹlmiĺ
Geçmiş zamanın geçmişi (*-miĺ erti, *-mïĺ erti)
[değiştir]Bu iki geçmiş zaman eki geçmiş zamanın geçmiş zamanı için birleştirilebilir. Bu ek Ön dilde *-tur- (bulunmak) ve *er- (olmak) ile *-miĺ erti olarak tanımlanır ve geçmişin geçmişi olarak işlev görür. *-ti ekiyle doğrudan birleştirilmemesinin nedeni, fiilin bir kez kip aldıktan sonra ikinci kez kip alamamasıdır.
- Öncelikle, seni benim için incelemişti. - İlik seni beniŋ üčün tẹrkemiĺ erti.
Geçmiş zamanın şimdiki zamanı (*-miĺ turur, *-mïĺ turur)
[değiştir]Geçmiş zamanın şimdiki zamanı, tıpkı isim cümlelerinde olduğu gibi *-tur- (bulunmak) ve *er- (olmak) ile sağlanır. Çünkü bir kez zamanı alan fiil, ikinci kez zamanı alamaz.
Çağdaş Türkçede, *-miĺ ile geçmiş zaman çoğunlukla konuşma dilinde kullanılırken, edebiyat ve tarihte *-miĺ yerine *-miĺ turur kullanılır. Çünkü birinin doğumu, başarıları ve ölümü gibi geçmişe ilişkin değerler her zaman değişmeyen aynı özelliklerdir.
- Mustafa Kemal Atatürk 1938'de ölmüştür. - Mustafa Kemal Atatürk 1938(bïŋ tokuŕ yǖŕ otuŕ sẹkiŕ)'de ölmiĺ turur.
Şimdiki zamanın geçmiş zamanı (*-ür ermiĺ, *-ur ermiĺ, *-r ermiĺ, *-ür erti, *-ur erti, *-r erti)
[değiştir]Şimdiki zamanın geçmiş zamanı İngilizcedeki used to zamanı ile karşılaştırılabilir. Kullanım ayrımları da birinci dereceden ve iki veya daha fazla dereceli tanıklık ile ayırt edilir.
- O her gün gelirdi. - Ol bārča kün kẹlür erti.
- Annem her gün babamın mezarına giderdi. - Anam bārča kün atamnïŋ yẹbegine barur ermiĺ.
İsim cümlelerinde geçmiş zaman
[değiştir]Fiil olmayanlar doğrudan geçmiş zamanları alamaz. Ön-Türkçedeki *er- (olmak) fiili geçmiş zaman ekini alır ve bununla birlikte geçmiş zamanın anlamı sağlanır.
- A: Ev idi. - Eb erti.
- B: Hayır, abim dedi. Kulübeydi. - Yōk, ĕčey tēdi. Koĺ ermiĺ.
Halaçça - خلج[1] | Eski Türkçe - 𐰚𐰜𐱅𐰇𐰼𐰜𐰲𐰀[2] | Volga Bulgarcası - البلغَاڔِى[3] | |
---|---|---|---|
Özgün | Tulki téplikke kirmez-erti, bipte [bi buta] sipirge vāmış-artı. | 𐰋𐰃𐰠𐰏𐰀: 𐱃𐰆𐰪𐰸𐰸: 𐰋𐰤: 𐰇𐰕𐰢: 𐱃𐰉𐰍𐰲: 𐰃𐰠𐰭𐰀: 𐰶𐰠𐰦𐰢: 𐱅𐰇𐰼𐰚: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐱃𐰉𐰍𐰲𐰴𐰀: 𐰝𐰇𐰼𐰼: 𐰼𐱅𐰃: 𐱅𐰇𐰼𐰚: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐰴𐰣𐰃𐰤: 𐰉𐰆𐰞𐰢𐰘𐰤: 𐱃𐰉𐰍𐰲𐰑𐰀: 𐰑𐰺𐰡𐰃: 𐰴𐰣𐰞𐰦𐰃: 𐰴𐰣𐰃𐰤: 𐰸𐰆𐰑𐰯: 𐱃𐰉𐰍𐰲𐰴𐰀: 𐰖𐰣𐰀: 𐰃𐰲𐰚𐰓𐰃: | احٰكم ﷲالعلي ال كبير اليَاڛ اولِ اِسمَاعِيل اَولِ مُحَمَد بلوُي ک رَحمَﺔُ الَلهِ عَلِيهِ رَحمَﺔﹶ وَاسِٕعَه تَارِيخَ حىَات جُور حىَات حال دوالعَد اَيخِ اِشنَ اَجِ حرِمسَن شِونَ بَرسَ وَلتِ |
Çeviri yazı | (metin latin alfabesinde yazılı) | Bilge: Tonyukuk: ben: özüm: Tabgaç: iline: kılındım: Türk: bodun: tabgaçka: körür: erti: Türk: bodun: kanın: bulmayın: tabgaçda: adrıldı: kanlandı: kanın: kodup: tabgaçka: yana: içikdi: | Al-ḥukmu li-l-ilāhi-l-'aliyyi-l-kabīri Elyās awli Ismā'il awli Muḥamad belüwi kü raxmatu-l-lāhi 'alayhi rahmatan wāsi'atan tāriḫ-a čiyēti čǖr alṭïšï čāl ḏul-qa'da ayḥï išne eči. Čerimsen šïwna barsa velti. |
İngilizce çeviri | The fox would not enter the hole, s/he had tied a broom to her/his tail. | I'm Bilge Tonyukuk. I was made (born) in the Chinese state. Turk tribes were dependent on China. Before the Turk tribes could find a khan, they left China, found a khan, (but) left the khan and returned to China again. | The judgment belongs to God the Most High, the Great Elyās' son Ismā'il's son Muḥamad's (sepulchral) monument is this. The mercy of God, be upon him with mercy abundant. According to history, it was seven hundred sixth year in the ḏul-qa'da month. He died having gone to the Čerimsen water. |
Türkçe çeviri | Tilki deliğe girmiyordu, kuyruğuna süpürge bağlamıştı. | Bilge Tonyukuk'um. Ben özüm Çin ilinde kılındım (doğdum). Türk boyları Çin'e görür (bağlı) idi. Türk boyları kağan bulamadan Çin'den ayrıldı, kağanlandı, [ama] kağanı koyup (terkedip) Çin'e yine döndü. | Hüküm Yüce Tanrı'ya aittir, Büyük Elyas'ın oğlu İsmail'in oğlu Muhammed'in (mezar) anıtı şudur. Tanrı'nın merhameti, bol merhametle onun üzerine olsun. Tarihe göre, yedi yüz altıncı yılda ḏul-qa'da ayıydı. Čerimsen suyuna gitmiş olarak öldü. |
Görülen geçmiş zamanda kişisel çekim
[değiştir]Ön-Türkçe dilinde, kişisel çekimler yalnızca görülen geçmiş zaman da dahil olmak üzere belirli zamanlarda mevcuttur. Kişi ve sayılar için bir çekimdir, bu nedenle sentetik zamanlar için **bẹ erti kullanmak yerine Ön-Türkçe dilinde (bẹ) ertim ("-dim") vardır (zamirler isteğe bağlıydı!). Bu son ekleri Ders 8: Fiilimsiler'de açıklayacağız.
Tekil | Çoğul | |
---|---|---|
Birinci tekil şahıs | *ertim | *ertimiŕ |
İkinci tekil şahıs | *ertiŋ | *ertiŋiŕ |
Üçüncü tekil şahıs | *erti | (belirsiz) |
Oğuz, Kıpçak, Karluk kolları gibi birçok modern Türk dilinde birinci tekil şahıs çoğul eki farklıdır. Bunun yerine *-k bileşenini kullanır (*erti'k).
Kazakça | Eski Türkçe - 𐰚𐰜𐱅𐰇𐰼𐰜𐰲𐰀[4] | Çuvaşça[5][6] | |
---|---|---|---|
Özgün | Біз бүгін қатты шаршадық. | 𐰲𐰃𐰢: 𐰴𐰍𐰣: 𐰋𐰃𐰼𐰠𐰀: 𐰃𐰠𐰏𐰼𐰇: 𐰖𐱁𐰞: 𐰇𐰏𐰕: 𐱁𐰦𐰆𐰭: 𐰖𐰕𐰃𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰾𐰇𐰠𐰓𐰢𐰕: | Юлашкинчен вара шутсӑр нумай кӗлӗ тунӑ тата вӑй хунӑ хыҫҫӑн чылайтанпа кӗтнӗ кун ҫитрӗ — эпир христианла шыва кӗме пултартӑмӑр. (Колоссӑ 1:9, 10 вуласа пар.) |
Çeviri yazı | Biz bügin qatty şarşadyq. | eçim: kagan: birle: ilgerü: yaşıl: ögüz: şantuŋ: yazıka: tegi: süledimiz: | Yulaşkinçen vara şutsӑr numay kӗlӗ tunӑ tata vӑy xunӑ xıççӑn çılaytanpa kӗtnӗ kun çitrӗ — epir xristianla şıva kӗme pultartӑmӑr. (Kolossӑ 1:9, 10 vulasa par.) |
İngilizce çeviri | We are very tired today. | We drove the soldiers east to the Green Ögüz Shantung plain with my uncle Kagan. | Finally, after prayerfully asking Jehovah for help and striving to make changes, that memorable day came and we were baptized (read Colossians 1:9, 10). |
Türkçe çeviri | Bugün çok yorgunuz. | Amcam Kagan'la birlikte askerleri doğuya, Yeşil Ögüz Şantung ovasına sürdük. | Sonunda, dua ederek Yehova’dan yardım istedikten ve değişiklikler yapmak için çabaladıktan sonra, o unutulmaz gün geldi ve vaftiz edildik (Koloseliler 1:9, 10). |
Ünlü uyumu
[değiştir]Ünlü uyumu Ön-Türkçede önemli bir özelliktir. Özbekçe dışındaki çoğu Türk dili bu özelliği korumuştur. Yani, son ünlüsü kalın olan sözcüklere her zaman kalın ünlü ekler gelir, asla ince ünlü ek gelmez ve bunun tersi de geçerlidir. Korece, Fince, Macarca ve Moğolcanın aksine, Ön-Türkçede nötr ünlü yoktur. Bu özellikle şu anlama gelir:
- Son ünlüsü a, ạ, ï, o ve u olan sözcükler her zaman kalın ünlü çeşitli son ekler alır.
- Son ünlüsü e, ẹ, i, ö ve ü olan sözcükler her zaman ince ünlü çeşitli son ekler alır.
- Eğer ekin yuvarlak çeşidi varsa, son ünlüsü o ve u olan sözcükler her zaman kalın yuvarlak çeşidini alırken, ö ve ü her zaman ince yuvarlak çeşidini alır.
Birçok ekin iki çeşidi vardır, ince ya da kalın çeşitler. Ön-Türkçe ekleri genellikle düz geniş ünlülere (-A-) ya da (hem yuvarlak hem de düz) dar ünlülere (-X-) sahiptir, ancak bazen sadece yuvarlak dar ünlülere (-U-) sahip olabilir, *-ur ekinde olduğu gibi ve bazen sadece yuvarlak dar ünlülere (-I-) sahip olabilir.
İnce ünlüler | Kalın ünlüler | |||||
---|---|---|---|---|---|---|
Düz | Yuvarlak | Düz | Yuvarlak | |||
Son ünlüler | e, ẹ, i | ö, ü | a, ạ, ï | o, u | ||
İkili ekler | Geniş ünlü (-A-) | -e- | -a- | |||
Dar ünlü | (-U-) | -ü- | -u- | |||
(-I-) | -i- | -ï- | ||||
Dörtlü ekler (-X-) | -i- | -ü- | -ï- | -u- |
Yalın hali | Belirtme hali | Bulunma hali | ||
---|---|---|---|---|
Her zaman: | Asla: | Her zaman: | Asla: | |
*adak "ayak" | *adaknï | **adakni | *adakda | **adakde |
*eb "ev" | *ebni | **ebnï | *ebte | **ebta |
*kȫl "göl" | *kȫlni | **kȫlnu, **kȫlnü | *kȫlte | **kȫlta |
*yōl "yol" | *yōlnï | **yōlnü, **yōlnu | *yōlta | **yōlte |
Emir kipi | Geniş zaman | Geçmiş zaman |
---|---|---|
*ạl "al!" | *ạlur | *ạltï |
*kẹl "gel!" | *kẹlür | *kẹlti |
*bōl "ol!" | *bōlur | *bōltu |
*öl "öl!" | *ölür | *öltü |
Sonraki derslerde, eklerin adları için -A-, -I-, -U- ve -X- ifadelerini göreceksiniz.
Belirtme hali için daha fazla tartışma Ders altı: İyelik, Belirtme ve Yönelme halleri dersinde bulunabilir.
Kaynakça
[değiştir]- ↑ SEKİZ HALAÇÇA ATASÖZÜ ACHT CHALADSCH SPRICHWÖRTER* EIGHT KHALAJ PROVERBS Doefer’s original article was published in the book ‘Prof. Dr. Muharrem Ergin’e Armağan” (1992).
- ↑ s:tr:Orhun Yazıtları (Tonyukuk)
- ↑ A Volga Bulgarıan Inscription From 1307 A. Róna-tas
- ↑ https://orhunyazitlari.appspot.com/bilgekagan.html
- ↑ https://tr.glosbe.com/tr/cv/edildik
- ↑ https://en.chuvash.org/e/554e49542054454e20284356204d616e75616c2c204772616d6d617229
Sıradaki ders: Söz dağarcığı